Adana kalp damar cerrahisi doktoru Prof. Dr. H. Tarık Kızıltan

Çalışma Saatleri Pzt - Cu : 09:00 - 18:30

Randevu ve Sorularınız+90 532 576 2894

Prof. Dr. Tarık Kızıltan
  • PROF. DR. TARIK KIZILTAN
    KALP VE DAMAR CERRAHİSİ
    Prof. Dr. Tarık Kızıltan, 22 sene ve 10.000 üzerinde ameliyat tecrübesi ile
    Adana'da kalp damar cerrahisi alanında tedavilerine devam etmektedir.

AMELİYATLAR, KARDİYOLOJİK TESTLER, TEDAVİLER

Adana kalp damar cerrahisi alanında Kızıltan Klinik'te değerlendirme, ameliyatlar, ameliyat sonrası takip ve yeniden değerlendirmeler yapılmaktadır.

adana kalp damar cerrahisi

Prof. Dr. Tarık Kızıltan Ordu doğumlu ve İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi mezunudur. İstanbul Üniversitesi Kardiyoloji Enstitüsü' ndeki Kalp ve Damar Cerrahisi ihtisası sonrasında Güney Carolina Tıp Üniversitesi' nde (Charleston, SC) Pediatrik kalp cerrahisi ve Mayo Clinic' te (Rochester, MN) Advanced Fellowship in Cardiovascular Surgery programlarını bitirdi. Başkent Üniversitesi Adana Hastanesi' nde yardımcı doçent ve bölüm kurucusu (1998), 2004' te doçent, 2017' de profesör oldu. 2020' de Kızıltan Klinik ismi ile kendi kliniğini kurdu. Adana Kalp Damar Cerrahisi Profesörleri arasında bulunan Prof. Dr. Tarık Kızıltan' ın güncel akademik ilgisini koroner bypass, aort anevrizması, hipertrofik kardiyomyopati, kalp kapağı, mitral kapak tamiri, erişkin hastalardaki doğumsal kökenli hastalıklar, varis tedavisi ve ameliyatları oluşturmaktadır. Prof. Dr. Tarık Kızıltan evli ve iki çocuk babasıdır.

Kalp Damar Cerrahisi Tedaviler ve Ameliyatlar

Kızıltan Klinik Adana Kalp Damar Cerrahisi alanında hasta değerlendirme, ameliyatları uygulama ve ameliyat sonrası bakım hizmetlerini sağlama amacıyla kurulmuştur. Kalp Damar Ameliyatı gereken hastalarda narkoz, yoğun bakım ve ameliyat sonrası sürece hazırlık özel bir önem taşıdığı gibi, ameliyat sonrasında yapılacak kontroller ile hayati bulguların ve yara iyileşmesinin normal seyretmesini sağlamak çok önemlidir. Adana Kalp Doktorları arasında bulunan Prof. Dr. Tarık Kızıltan 22 sene ve 10 000 hasta üzerindeki klinik tecrübesi ile bu süreci hasta tam olarak sağlığına kavuşana kadar takip etmektedir.

Videoyu Oynat

Kalp Damar Cerrahisi Sıkça Sorulan Sorular

Adana kalp damar cerrahisi profesörleri arasında, Tarık Kızıltan binlerce ameliyat sonrasında hastaların en çok sorduğu sorularını sizler için derlemiştir.

Yüksek yayılma özelliği olan, zatürre, damar içi pıhtılaşmalar sebebiyle ölümcül sonuçlanabilen bir hastalık olarak koronavirüs bütün dünyada pandemiye dönüştü. En kötü etkisi olan ölümcül etkisini özellikle kalp damar hastalığı ve risk faktörleri bulunan bireylerde gösterdi. Önlem olarak alınan sosyal yaşamda dolayısı ile ticaretteki kısıtlamalar, şirket ve bireysel düzeyde gelir kayıplarına, ülke düzeyinde ise sağlık harcamalarındaki artışa sebep oldu. Bu konuda belki de pek çok ülke için en kötüsü henüz görülmedi. Tabi ki insanlar hastaneye müracaat etmekten korkar hale geldi. Teşhis-tedavi düzen ve alışkanlıklarında değişmeler oldu. Zor yetişen sağlık personelindeki kayıplar, temas ve hastalığa yakalananların karantina dönemleri sağlık hizmeti hızı ve kalitesini etkiledi. Kalp servisleri koronavirüs servislerine dönüştürüldü ve sadece kalp krizi geçiren acil hastalar teşhis yöntemlerinden bütünüyle yararlanabilir hale geldi. Halkın genel sağlığının olumsuz, kalp-damar sağlığını ise çok daha olumsuz etkilendiğini söylemek hiç de yanlış olmaz.

Hastalık kendisini göğüs ağrısı, göğüste sıkışma, sol kola yansıyan ağrı gibi şikayetlerle ile belli edebilir. Ya da özellikle kalp hastalığı olup olmadığını öğrenmek isteyen ailesinde kalp hastalığı bulunan bireylerde yapılan muayene ve tıbbi tetkikler sonrasında teşhis konulabiliyor. Bu tetkikler EKG, kan biyokimyasal testleri, efor testi olarak sıralanabilir. Bu tetkiklerde görülen şüphe üzerine bilgisayarlı tomografik anjiyo veya normal anjiyo yapılarak teşhise ulaşıyoruz. Adana kalp doktorları arasında olan Prof. Dr. Tarık Kızıltan özel kliniğinde muayene çalışmalarını yapmaktadır.

Koroner damar darlıklarının tedavisi ilaç, stentleme ve koroner bypas cerrahisi olarak değişir. Her tedavi biçiminde de kalp damar hastalıklarına ait risk faktörleri (obezite, şeker, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, yüksek lipid) ile mücadale çok önemlidir çünkü hastalığın ilerleyici özelliği risk faktörleri ile mücadele ile kontrol altına alınabilir. Bunun üzerinde ne kadar konuşulsa azdır.

Tedavinin seçimi öncelikle darlığın derecesi ile ilgilidir. Damarlardaki % 70 ve üzerindeki darlıklar kritik olarak kabul edilir, bu değerin altında ilaç tedavisi, üstünde ise stentleme veya bypass ameliyatı seçilir. İstisnalar olmakla birlikte çok sayıda darlık, damarların yapısal olarak ince olduğu, darlıkların kavşak noktalarında olduğu vakalarda bypass ameliyatı diğerlerinde ise stentleme seçilir.

Genel olarak narkoz alamayacak kadar ileri düzeyde akciğer, karaciğer hastalığı bulunan, ileri derecede düşkün ve yatalak hastalarda ameliyat düşünülmez. Gene vücutlarında yayılmış kanser hastalığı bulunan ve 2 seneden daha az hayat beklentileri bulunan bireylerde ameliyat planlanmaz. Ameliyata alınabilecek hastalarda ileri yaş, azalmış hayati organ fonksiyonları (kalp, akciğer, karaciğer, beyin gibi organlara ait ciddi sorunlar), önemli kan hastalıkları hayati tehlikeyi artırır.

Kalbin kapakları kanın tek yönde pompalanmasını temin ederler. Kalbin sağ ve sol karıncıkları kasıldığında kanın atıldığı yöndeki kapak açılır diğer yöndeki kapak kapanır. Kalp karıncıkları gevşediğinde ise tersi olur yani kanın geldiği yöndeki kapak açılır, diğer kapak kapanır. Çeşitli hastalıklar tarafından bozulduğunda (romatizmal ateş, infeksiyon, dejenerasyon) kalp kapakları yeterince açılamaz ve/veya kapanamazlar. Sonuçta ilerleyen vakalarda kalp yetersizliği gelişir. Kapakların fonksiyonlarındaki bozulma nedeniyle meydana gelen kalp yetersizliğini gidermek amacıyla kapak ameliyatları uygulanır. Amaç bozulmuş kapağı tamir ederek veya değiştirerek kalp yetersizliğini gidermektir.

Varis vücudumuzdaki özellikle de ayaklardaki yüzeyel toplar damarların genişleyerek adeta ciltten dışarıya taştığı durumu ifade eder. Büyüklükleri ince kılcal varis düzeyinden, parmak iriliğindeki varislere kadar değişebilir. Varisler çoğu zaman derin toplar damarlardan yüzeyel sisteme kaçak varlığında bulunurlar ve bu ilişkinin iki yönlü olduğuna dair teoriler mevcuttur. Varis ameliyatları ile yüzeyel sisteme müdahale edilir, derin sistemden gelen kaçağın giderilmesi ayrıca oluşmuş varislerin yok edilmesi hedeflenir. Günümüzde ayaktaki büyük toplardamarın (GSV) boylu boyunca çekilip çıkarılması (stripping), gene bu damarın lazer, radyofrekans, yapıştırıcı veya buhar ile kapatılarak derin damarlardan gelen kaçağın önlenmesi ve daha yüzeyel damarlara kaçağın geçişi önlenmektedir. Ancak bu çok çeşitli varis ameliyatlarının yapısal olarak normal olan büyük toplardamarın anatomik veya fonksiyonel olarak yok edilmesi gibi önemli bir dezavantajı vardır. Varis cerrahisinin tarihsel gelişimi içinde büyük yüzeyel damarı koruyucu ASVAL ve CHIVA olarak isimlendirilen ameliyat tipleri geliştirilmiştir. Bu daha minimalist ameliyatlar büyük toplardamarı koruyarak hastanın ilerki yaşamında bypass ameliyatı sırasında kullanılmasına da imkan tanırlar.

Aort vücudumuzun kalpten çıkarak karın içine kadar uzanan en büyük atardamarıdır. Bu damarın normalden 1.5 misli ve daha fazla genişlemesine anevrizma diyoruz. Anevrizmalar patlama ve/veya çatlama riskleri ile insan hayatını tehdit ederler. Patlama ve çatlama gibi olumsuz gelişmeleri büyük oranda anevrizmanın çapı belirler. Anevrizma hastaları çap kriteri geçildiğinde mutlaka tedavi edilmelidir (video bölümüne bakınız) aksi takdirde yukarda belirtilen çok ölümcül gelişmelere maruz kalırlar. Çap kriterlerine henüz ulaşmamış hastalarda sık kontrol gereklidir, sigara mutlaka bırakılmalı ve varsa yüksek tansiyon kontrol altına alınmalıdır.

Karotis (şah) damarı beynin kan akımının en önemli kısmını sağlayan damardır. Bu damarın tıkanması insanda gözlenen felçlerin yaklaşık % 90 kadarından sorumludur. Önemli daralma saptanan karotis darlıklarının tam tıkanmaya dönüşmeden mutlaka tedavi edilmesi gereklidir. Tedavinin altın standardı karotis endarterektomi olarak isimlendirilen darlığın temizlendiği ameliyat tipidir (video bölümüne bakınız). Bu hastalıkta stentleme tedavisi de uygulanabilmektedir. Ancak ameliyatın bütün klinik araştırmalarda en düşük risk ve en iyi uzun vadeli sonuçlara sahip olduğu bir gerçektir.

Coumadine özellikle metal kalp kapağı takılan, derin ven trombozu geçiren ve bazı ritim bozukluklarına sahip hastalarda kan sulandırıcı olarak kullanılır. Bu ilaç karaciğerin K vitamini kullanarak ürettiği pıhtılaşma faktörlerinin oluşumunu azaltır ve kanı sulandırır. Coumadine kullanan hastaların uyması gereken kurallar onları kanın aşırı sulanmasından ve ilacın kanama gibi olumsuz etkilerinden koruyacaktır. Bu kurallar aşağıda özetlenmiştir. Coumadin daima tavsiye edilen dozda kullanılmalıdır. Doktor ile konuşulmadan dozunda değişiklik yapılmamalıdır. Ek hastalık veya kaza durumunda hastalar hemen Coumadine kullanmakta olduklarını tıbbi personele söylemelidir. Hastalar asla yeni bir tıbbi ilaç, bitkisel ürünler veya takviye grubuna ait ürünleri doktorları ile danışmadan başlamamalıdır. Bazı ilaçlar Coumadinin etkisini azaltır veya artırabilirler. Coumadinin vücuttaki etkisinin değişmesi ciddi hayati tehlike yaratabilir. Aspirin, parasetamol, laksatifler (bağırsak yumuşatıcılar) antiasit grubu ilaçları doktora danışmalıdır. Alkol, yaban mersini, greyfurt, nar suyu Coumadinin etkisini artırabiiir. Sınırlı miktarda alınmalıdır. Roka, ıspanak, brokoli, brüksel lahanası, hardal yeşili, kara lahana, pazı, kuşkonmaz, yeşil çay gibi ürünler fazla K vitamini içerirler ve Coumadinin etkisini bozabilirler. Bu ürünler sınırlı miktarda kullanılmalı, aşırından kaçılmalıdır.

Bizden Kalp Damar Cerrahisi Haberleri

Adana kalp damar cerrahisi doktoru Prof. Dr. Tarık Kızıltan, kalp ameliyatları ve kalp damar cerrahisi alanındaki bilimsel bilgileri, haberleri, kalp ve damar ameliyatı olan hastaların tedavi sonrası sorulan sorulara karşılık yazılarını paylaşarak hastalarını bilgilendirmektedir.